Arakan kan ağlarken ne tatili
diyebilirsiniz. Şu an tatil mevsimi olduğu için tatilde olan kardeşlerimiz
konuya biraz uzak kalmış olabilirle amacım tatil başlığını attım ki en azından
bir duayla konuya iştirak buyursunlar.
Az önce bir fotoğraf gördüm ve onun
üzerine yazmaya başladım. Öncelikle gördüğüm resim hiç bir insan evladının
dayanabileceği bir şey değilken nasıl oluyor da bu insanlar o işkenceleri reva
görüyor. Rabbim en merhametlilerin merhametlisiyken benim görünce tüylerimin
diken diken olduğu ve o evladın annesinin yerine kendimi koyup yutkunamadım
duruma nasıl Rabbim susar.
Allah (cc) neden insanlar arasındaki savaşlara karışmıyor?
Mesela Gazze’de ve birçok yerde neden milyonlarca insan vahşice öldürülüyor?
Kim suçlu!?
Bir düşünelim! Bir komutan askerlerini en son sistem
silahlarla donatsa, daha sonra bu askerler düşmanla karşılaşsalar fakat
askerler ellerindeki bu silahları kullanmasalar ya da kullanmayı beceremeseler,
sonunda düşmana mağlup olsalar suç komutanın mıdır? Askerler; “Komutan bize
niçin yardım etmedi, etmiyor?” Demekte haklı olabilirler mi?
Dünyada Yahudiler'in toplam nüfusu sadece; 20 milyon. (5
milyonu İsrail, 5 milyonu Amerika, 10 milyonu ise diğer ülkelerde dağınık bir
şekilde...)
Dünyada Müslümanlar'ın toplam nüfusu ise; 1,5 milyar.
En büyük ekonomik güce sebep olan petrolün büyük bir kısmı,
İslam ülkelerinden çıkıyor. Fakat 3,5 milyon Yahudi, Müslümanlar'ı katlederken
1,5 milyar Müslüman seyrediyor! Sonra soruyor: “Allah (cc)Müslümanlar'a niye
yardım etmiyor?”
Bu durumda Allah’ı suçlamaktan utanıp, kendimizi suçlamamız
daha doğru olmaz mı?
Belki desorulması gereken asıl soru; “Neden dünyada 1,5
milyar Müslüman varken, Gazze’de ve birçok yerde milyonlarca insan vahşice
öldürülüyor?!” değil midir?
Dünya cennet
değildir!
Dünyada savaşlar, zulümler, haksızlıklar, ölümler, bela ve
musibetler süre gelmektedir. Çünkü dünya cennet değil. Savaş, felaket ve
hastalık gibi sıkıntılar olmasaydı dünya, dünya değil cennet olurdu. O zaman
insan da imtihanda olmuş olmazdı. Halbuki insanlar dünyada bir imtihan için
bulunmaktadırlar. Cennete layık olup olmayanlar test edilmektedir.Bela ve
musibetlerin olması bu imtihanın gereğidir. Arzu edilen, hayali kurulan keder
ve zulmün olmadığı cennet âlemine insan layık olduğu takdirde gidecektir.
Allah (cc)çalışana
verir!
Allah’ın dünyadaki bir kanunu da çalışana vermesidir.
Kur'ân'da; “İste kulum vereyim.” (Mü'min, 60) buyrulmuştur.Kim ne isterse Allah
(cc)onu verir. İyilik ve hayır için çalışana iyilik ve hayırları yaratır, zulüm
için çalışanların zulümlerini çoğaltır.
Ne yazık ki, günümüzde Müslümanlar'da ileri derecede
tembellik ve nemelazımcılık mevcut. Müslümanlar iman, İslam ve barış için ne
kadar çalışırlarsa Âlem-i İslam’ın üzerindeki bu sıkıntılar, mazlumların
ölümleri okadar kısa zamanda son bulabilecektir. Şu an apaçık görüyoruz ki
ahlaksızlar, inançsızlar Müslümanlar'dan çok daha fazla çalıştıkları için
neticeyi onlar almaktadırlar.
Allah (cc),
zalimlere mühlet verir, ihmal etmez!
Allah (cc) zalimleriçin, acele etmez. Çünkü inkâr edenler
için sadece dünya lezzetleri vardır, ebedi cennet onlar için söz konusu
değildir.Allah (cc), tevbe edip hidayet bulmaları için merhametinden onlara
mühlet vermektedir.
Fakat Allah (cc) zalimlere mühlet veririhmal etmez!
Haksızlıklara ve zulümlere, geçici olarak müdahale etmeyen İlahî adalet,
Mahkeme-i Kübra’da tam olarak tecelli edecektir.
Musibetler
mü’minlerin günahlarına kefarettir
Küçük meseleler yerel (alt) mahkemelerde, büyük suçlar ise
yüksek ceza mahkemelerinde halledilir.
Allah (cc), merhametinden dolayı, Müslümanlar'ın işlediği
günahlara karşılık onlara bu dünyada musibet verir, cehennem azabından
kurtarır. Çektikleri musibetleri ve gördükleri zulümleri günahlarına kefaret
yapar. Zalimlerin büyük suçlarının muhakemesi ise Mahkeme-i Kübra'ya havale
edilmektedir.
Savaş gibi bazı
musibetler insanlara “bedel” olarak gelir
Sadece görmüş olduğumuz olaylara bakıp,İlahî
kaderiyargılamak adaletsizliktir. Çünkü insan gördüğü olayların geçmiş ve
gelecekle olan alakasını kuracak bir ilme ve güce sahip değil. Allah'ın ilmi
ise, tüm zaman ve mekânları kuşatır. Tüm zaman ve mekânlar Allah (cc)için bir
an(ın içi) hükmündedir. Dolayısıyla Allah (cc), geçmiş ve geleceği bilir ve ona
göre muamele ederek asıl adaleti gösterir.
Küçük bir misal:
Hırsız olmadığı halde hırsızlıkla suçlanan bir kimse bize
göre haksızlığa uğramıştır. Halbuki o kişinin, bizim bilmediğimiz geçmişte
yaptığı bir suçu vardır. İşte, Allah (cc) onu bilir ve ona göre hükmeder. Yani
insanların zulüm olarak gördüğü olaylarda, aslında kaderin tam bir adaleti
gerçekleşmektedir.
Bu durum, musibetin “bedel” yani karşılık olarak gelmesi
şeklinde de ifade edilir. Özellikle de Allah (cc) Müslümanlar'ın işlediği bir
takım hata ve günahlarına bedel, merhametiyle bu dünyada musibet vererek onları
cehennem azabından azad eder.
Allah (cc),
savaşlarla Müslümanlar'ı ikaz ediyor!
Musibetler İhtar-ı İlâhi'dir. Allah (cc) mü’min kullarını
günahlardan uzaklaştırmak için bir musibet taşıyla ikaz eder. Böylece o
musibetle kullarını yapabileceği pek çok yanlıştan vazgeçirir.
İslam alemine yapılan zulümlere Allah (cc) izin veriyor
çünkü Müslümanlar dinlerini gerektiği gibi yaşamamaktadırlar. Müslümanlar İslam
kardeşliğinin gereği olan dayanışma halinde değiller.Allah (cc)bu durumdan
elbette razı değil. Müslümanlar'ın birlik ve beraberliğinin temin edilmesi için
gayrette bulunmayan ve dünyaya dalmış İslam âlemini Allah (cc), zalimlerin
elinden gelensavaş ve zulümlerle ikaz ediyor.
Allah (cc)Yahudi milletini hiçbir zaman muzaffer
etmemiştir!Allah (cc), Yahudileri hiçbir zaman amaçlarına
ulaştırmayacağını,Maide suresi, 64. ayetle bildirmiştir. Yahudiler
lanetlendiklerinden itibaren hiçbir zaman, hiçbir yerde planladıkları neticeye
ulaşamadılar. Kutsal toprakları da ele geçirmelerine Allah (cc) izin
vermeyecektir. Onlar istediklerini elde edemezler ama yeryüzünde fesat
çıkarmaya devam ederler. Müslümanlar'a düşen, İslam’ı hakkıyla yaşayıp İslam
kardeşliğini oluşturmakla onların bu fesatlarına fırsat vermemektir.
“Yahudiler: "Allah'ın eli bağlıdır (cimridir)"
dediler. (Haşa!) Dedikleri yüzünden ( hayırlı işlerde) elleri bağlansın ve
lanete uğrasınlar! Bil'akis O'nun iki eli de açıktır, dilediği gibi dilediği
kimseye karşılıksız verir. And olsun ki Rabb'inden sana indirilen şeyler, onlardan
bir çoğuna azgınlık ve küfrü arttıracaktır.
Aralarına kıyamet gününe kadar (devam edecek) düşmanlık ve
kin bıraktık. Ne zaman harb için bir ateş yaktılarsa Allah onu söndürmüştür.
(Onları muvaffak kılmamıştır.) Buna rağmen Yeryüzünde fesat çıkarmaya
çalışırlar. Halbuki Allah, fesat çıkaranları sevmez.” (Maide, 64)
Savaş,
Müslümanlar'a şehadet makamını kazandırır
Cenab-ı Hakk zalimin zulmüne düşmüş mü’minleri, masumlar ve
şehitler zümresine dahil eder. Onlar, ölüm acısı duymadan ve cehenneme uğramadan
cennete giderler. Yetmiş kişiye de şefaat edip, onları da cehennemden
kurtarırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder