Bu ara bir blogun müptelası oldum.
Herkesin artık rahatlıkla tartışa bildiği, birçok konuyu belgeler ışığında
kendine özgü bir tarz da anlatan bu kardeşimin ağzı bozuk olsa da değindiği
şeyler çok güzel. Ömer Çelakıl’ın aklımızı çeldiği illuminati, Kabe’ye inen
melek, Atatürk öldü mü yoksa öldürüldü mü, masonmuydu, sebatyistmiydi, 11 Eylül
saldırılarının deşifresi gibi bir çok konu. Ben onun bloğundan kopyala yapıştır
yapmayacağım çünkü prensiplerime ters blogu sayfa sonunda yazacağım benim
değinmek istediğim farklı şeyler.
Sonra Çif reklamı bu reklamda
deniliyor ki fayans ve yüzeyleri daha az çizer daha az tortu bırakır haydaa
neden hiç bırakmaz denilmiyor. Neden çünkü içinde mermer tozu bulunuyor. Mermer
tozunun yanında amonyak ki onun
zararlarını da ayrıntılı olarak vereceğim linkten bakabilirsiniz.
En para nokta com reklamı neymiş
efendim herkes faiz denizinde yüzüyormuş. Evet, bu ne demek oluyor faiz
günahında yüzüyor faizler size deniz olarak %90 ı Müslüman olan bir ülke
diyeceğim belki de normal hayatta kullanılan büyük yalanlardan biride bu Müslüman
ülkede kimsede yaw bizim dinimizde faiz haramdır bu kadarda gözümüze sokmayın
günahtır yapmayın etmeyin demiyor. Diyeceksiniz ki ya saçmalama şimdiye kadar
hep faiz reklamlarını ilk defa mı gördün yok ilk defa görmedim ama bu kadarda
herkes faiz denizinde yüzüyor o bak ne güzel herkes yapıyor sende yap tarzında
bu kadar göze batan ve bu kadar açık vurgulanan bir reklam hissetmemiştim.
Demek isteniliyor ki Ey Müslüman bak herkes faiz denizinde yüzüyor sende gel
atla ne olacak bu devir böyle zaman sana uymuyor sen zamana uy atla altınların
içine yüz çıbıldak çıbıldak.
Birde şu pepe ve laura’nın yıldızı
adlı çizgi filimler de gözüme batan şey, Laura zaten İsrail bayrağı desenli bir
pijamalar karşımıza çıkıyor ve ne isteyecekse yardımı o kurtardım dediği
yıldızdan istiyor yani Haşa Allah’ın yerine bir yıldız konuluyor. Bu örnek
Şeker Portakalı adlı çok ünlü romanda da var ki bende okumuştum ilkokulda
etkilenmiştim. Çocuk her şeyi ağaca anlatıyor ondan istiyor isteyeceklerini
yani insanlar tapınmak fıtratıyla doğdukları için illa tapınılacak bir meta
ararlar bazıları ineğe bazıları timsaha bazıları paraya bazıları şeytana tapar
illa ki tapar dehistim diyen kişi bile yalnız kaldığında bir ilaha açar
duygularını bu ağaç olur yıldız olur oyuncak ayı olur ama mutlak olur. Neyse bu
çizgi filimde bu kızın anası opera sanatçısı anladığım kadar siz piyanist
şantör olarak da algılayabilirsiniz neyse hep babası bakıyor çocuklara bu baba
kahvaltı hazırlıyor, alışveriş bulaşık ee ana nerde işte bizim bildiğimiz baba
çalışır ana çocuk bakar, tamam annede çalışacaksa baba evde oturup
çalışmamazlık yapmaz yani deniyor ki kadınlar iş hayatında yer alsın erkeğin
çocuk bakması ev işi yapması yadırganmasın tamam yadırgamayız bizim peygamberimizde
(s.a.v) eşlerine yardım ediyormuş ama eve ekmek getirmekle zorunlu tutulan
erkektir. Bu Pepe’de de geçerli hem anne hem baba çalışıyor nine ve dede
bakıyor tamam haksız değil bende çalıştım bizim de yavrumuza 6 ay baktılar ama
bu tamamiyle yansıtılmalı mı bilmiyorum. Anneler de çalışma hayatına
özendirilmeli mi ev hanımımıyım diyince karşınızdakine hımm denilmemeli. Ev
hanımlığı hem çok zor hem de çok kutsal bir meslek kim ne derse desin. Tamam
okumalı kendini geliştirmeli doktorda olsa profesörde olsa her kadın bir anne
ve bir ev hanımıdır ve işte biz çalışan kadınlar iş hayatındaki üstünlüğümüzü
ev hayatında da yürütmeye çalıştığımız için belki de boşanmalar bu kadar
çoğaldı. Evine giden her kadın artık doktor yada müdür değil sadece anne ve
eşinin hanımı olarak girmelidir. Bu benim kanaatim ister size uysun ister
uymasın.
Sonuç şu ki daha bunun gibi nicesi şu
an aklıma gelenler bunlar yine gözlemlerimi nacizene paylaşacağım.
Not: Bu blogu baştan sona okumanız yararınızadır.
http://michaelsikkofield.blogspot.com/
1 yorum:
birçoğu kendi düşüncelerin olmasına rağmen insana sorması gereken soruları hatırlatıyor.bu yönüyle beğendim..güzel yazı..
Yorum Gönder