Her zaman
içinde bulunduğum ortamdan ne kadar memnun olduğum hakkında cümleler
kurmuşumdur. Öyle bir ortam ki bizim ki fanus içinde yaşadığımızı ve
korunduğumuzu başka ortamlara çıkınca hissediyorum. Dünya mentalitesine göre az
çok okumuşluğum birçok şehir gezmişliğim var dışarıdan bakıldığında kısaca
okumuş bir insan olarak tasfir edilen ben farklı kesim insanlarla tanışmış
hatta iç içe yaşamış olmama rağmen hala şaşkınlıkla gözlemlediğim olaylarla
karşılaşabiliyorum. Öyle ki şaşırmış olmama şaşırdığım haller bile yaşadım.
Örnek
verecek olursak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olması hasebiyle elimde olmayan
nedenlerle Beşiktaş mevkine gittim. Buraya kadar normal sonrası kendimi
Cumhuriyet mitingi ve Kenan Doğulu konseri içinde bulmuş olmam hayli acıklıydı.
Düşünün Feraceli pür tesettürlü bir hatun, elinde Chp bayraklarıyla gezen
kendini modern atfeden ama Yüzüncü Yıl Marşı’nı söylemeden konserden dağılan
bir guruhun içerisinde. Sonuç oğlumla sahilde oturalım dedik. Sahil
alabildiğine çağdaş, bakımlı, küçük büyük tekil, çiftil (çiftil diyorum
birbirine yapışık ikizler misali oturan gençlerimizi kastediyorum.) insanlarla
dolu. Hepsi Cumhuriyetimizi ellerinde şişeler şerefe kaldırarak kutluyorlar.
Eminim bu günlerin yaşanacağını bilselerdi ecdad o kutsal kanlarını dökmezlerdi
vatan toprağına. Kurtuluş Şavaşı’nda kan döken şehitlerimizin amacı neydi. 60
yaşında ismini bilmediğim o teyzelerin ilim sahibi evlatlar yetiştirmek yerine,
elinde içkiyle sahilde oturmasını görmek olmasa gerek. Amaç – sonuç ilişkisinde
sınıfta kalınan bir savaş. Ne acı Vatan, Millet, Sakarya sevdalıları gördüm,
ellerinde içkiyle kutsal bir savaşın getirdiği özgürlüğü kutlayanlar neyin
kafasını yaşamaktalar. Tarihlerini ne kadar bilmekte ve dini için kapanan,
sakal bırakan insanları hor gören bu insanlar nelerine bu kadar güvenmekte
kiminle aşık atmaktalar.
O
günkü gözlemlerimle hissettiklerim şu ki, her gün böyle ortamları görmek
zorunda kalsam haşa Mehdi(a.s)’ın ineceğinden şüphe duyarım. Gökten taş yağacak
diye bir deyim var ya yağmamasına bir kez daha şaştım ve şükrettim. İyi ki bir
Gül Sultan günahımıza, acizliğimize bakmadan kapısına almış. O olmasa ne olurdu
halimiz bilmiyorum ve binlerce şükrediyorum ki Müslüman bir anne babadan doğup Müslümanlığımı
öğrenecek kapılarla tanışmışım. Rabbim tüm Müslümanlara hakiki mümin olmayı
nasip etsin, Amin, Amin,Amin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder