“Niceler sultandı, kıraldı,
şahtı,
Benimle değişti, talihi bahtı…”
Nice
sultanların gönül verdiği, nice yiğitlerin, hatunların uğruna savaştığı, eşini
yurdunu yuvasını tek eğlediği bir yar.
Bu öyle bir
yar ki adı anılınca yürek yakan, anılmadığında kalp sızlatan bir yar. Bu öyle
bir yar ki adı anılınca kapıların açıldığı, gönül verilince dünyada ne kadar
dert bela varsa onunla imtahan edildiğin ve kendine olan aşkını sınayan bir
yar. Bu öyle bir yar ki; niceleri bendedir o yar dediği için testereyle
kesilir, niceleri kaynar sulara atılır, niceleri ağır taşlar altında ezilir. Bu
öyle bir yardır ki onun adı anılınca dünya dönmekten vazgeçer, onun adı
anılınca sen dünyanın etrafında dönersin de dinlersin senin gibi o yara aşık
olanların zikrini. O öyle bir yardır ki sadece ona aşık olanlar seni anlar.
O yare aşık
olanlar birbirini çok iyi tanırlar. O’na aşık olanlarda onu hatırlatan emareler
bulunur. Yürüyünce onun için yürür, konuşunca onun adını onun güzelliğini
konuşur. Ondan başak söz söylemek ondan başkasını düşünmek haramdır. O’na aşık
olanlar o yare aşık olmayanları deli gözüyle görür ve inanamazlar. Nasıl O’nu
söylemez nasıl O’na itaat etmezler anlayamazlar. Halbuki O yare aşık olmayanlar
mecnun, meftun, deli diye yaftalarlar O’na aşık olan gönülleri. Sanırlar ki O’na
aşık olmaya gerek yoktur. O’nun adını söylemeye O’na itaat etmeye, derine
dalmaya gerek yoktur. Derine dalınırsa delirmek söz konusudur. Haşa kim aşkın
şerbetinden içmişte delirmiş bilakis gözü gönlü aydınlanmıştır. ALLAH dedikçe
kalp suyunu bulmuş içtikçe coşmuş, içtikçe mutmain olmuştur. Bu kalp suyu odur
ki O yare meftun, O yare aşık, Rabbine aşık olan gönüllere güller ekmiş nice
kutlu nesiller yetiştirmiştir. Nasıl ki bu fani benden suya muhtaçtır. Kalp de
nice yangınlara gebedir. Bu yangınlar ancak ALLAH demekle sönmekte Rabbe aşkla
yücelmektedir. O yare Rabbe kul olmak ümidiyle. Aşık olamasak da O nazlı yare
aşık olan gönülleri gördük Elhamdülillah. Aşkını ver Rabbim aşkın istiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder